11 Ocak 2012 Çarşamba

Şangay'da Turist Olmamak

“Bir şehri daha yakından tanımak istiyorsan süpermarketine girip gofret al.” demiş birisi. Ne de güzel söylemiş!.. Bir şehrin turistik atraksiyonlarını tamamlayıp da süpermarketine girdikten sonra, genellikle hep en ücra köşede bulunan gofret reyonuna uzanana kadar bir çok yeni şeyi keşfedip, şehrin kültürü hakkında daha engin bilgilere sahip olabilirsiniz.

Hele bir de söz konusu şehir, Çin Halk Cumhuriyeti gibi girdiğiniz her sokağında batıya olan uzaklığı sonuna kadar hissettiğiniz bir ülkenin şehriyse, seyahat amacı yeni kültürler keşfetmek olan kişiler için adeta hazine niteliğindedir o şehrin ücra köşeleri.

Şangay denince ekonomi ve metropol kelimelerinin akla ilk gelen kelimeler olduğu bilinen bir gerçek. Turistik açıdan Pekin ile kıyaslandığında anında sınıfta kalır Şangay. Bund civarlarında takılıp yüksek yüksek binaların tepesine çıkar, yine bund civarlarından Nanjing Caddesi'nde yürüyüp People’s Square’a ulaşır, daha sonra da çiçeği burnunda 10 numaralı metro hattını kullanarak Yu Yuan Garden’da Uzakdoğu Sultanahmet’i deneyimi yaşarsanız turistik Şangay geziniz hemen hemen sonlanmış demektir. Peki Şangay seyahatinin size vereceği sadece bunlarla mı kısıtlıdır? Aslında konumuzdan ötürü soruyu daha farklı açıdan sormak gerek: Bir şehri gezerken sizi ilgilendiren olayın sadece turistik boyutu mu, yoksa o şehri daha da yakından tanımakla ilgileniyor musunuz?


Lafı uzatmadan konuya geçersek diyeceğim şudur ki; Şangay’da üç adet mühim cadde var: Nanjing Caddesi, Huaihai Caddesi ve de Sichuan Caddesi. Bir gün şehrin eski sakinlerinden birisinin bu üç cadde hakkındaki çok yerinde bir tespitine şahit olmuştum. Demişti ki; Nanjing Caddesi yabancı turistlerin, Huaihai Caddesi Şangay dışından gelen Çinlilerin, Sichuan Caddesi ise Şangaylıların takıldığı caddedir. Bunun üzerine ben de derim ki; Şangay’a ilk ayak bastığınızda Nanjing Caddesi'nde turistik amaçlı atılmış bir tur mantıklı olabilir. Gündüzleri capcanlı geceleri ışıl ışıldır Nanjing Caddesi. Adım başı ara sokaklardan önünüze fırlayıp size çakma rolex, dvd, çanta satmak isteyen Çinlilerle doludur. Onları başınızdan savuşturmak için iki yol deneyebilirsiniz. Birisi Kemal Sunal’ın Yedi Bela Hüsnü filmindeki tehditkar repliği “Suratımı sertleştirirsem görürsün.” repliğini kullanmak, diğeri ise Çince istemem anlamına gelen “Bu yao!” cümlesini kullanmaktan geçer. İkinci yöntemi kullanırken sık aralıklarla “Bu yao, bu yao, bu yao, bu yao, bu yao!” diye bağırırsanız, hem Çince cümlelerin kısalığından dolayı oluşmuş olan daha etkili bir hitap şekli kullanmış olur, hem de satıcıya ufak bir şok yaşatırsınız; komiktir..




Burada hemen ek bir hususa değinmek gerekir. Çin’in bu üç caddesi hatırı sayılır uzunlukta caddelerdir ve de bu yüzden Nanjing Caddesi , doğu ve batı olarak ikiye, Sichuan Caddesi ve Huaihai Caddesi güney, merkez ve kuzey olarak üçe bölünmüş olup, konumuz dahilindeki caddeler, Doğu Nanjing Caddesi, Kuzey Sichuan Caddesi ve Merkez Huaihai Caddesi’dir.

Huaihai Caddesi ise, yabancı sayısının azalıp bolca Çinlinin cirit attığı bir caddedir. Kaliteli restoranlar, sinemalar, sosyetik markalar, Şangay’ın gece hayatına yön veren mekanlar bolcadır bu caddede. Caddede atılmış güzel bir turdan sonra saatler akşam 9-10 sularını gösterdiğinde Şangay’ın en kaliteli iki caz kulübü Cotton Club veya JZ Club’da soluklanılır, canlı müzik eşliğinde bol köpüklü bir iki şişe Belçika birası yudumlayarak (Bilhassa Cotton Club’ın bira menüsü çok şahanedir) Uzakdoğu macerası içinde batı kültürü anılır.



Fakat bu üç caddenin hiçbiri Sichuan Caddesi, ama olayların esas döndüğü caddenin kuzey kısmı Kuzey Sichuan Caddesi kadar Şangaylı değildir. Klasik Şangay dokusunu korumasını bilmiştir bu cadde ve çevresi. Kapitalizm öncesi Şangay’ına ait yerleşim yerleri, binaları bolcadır her ne kadar uzak ufuklara baktığınızda yükselen gökdelenler çokça olsa da. Gökdelenlerin arasına sıkışmış gerçek Şangay’dır burası. Yol üstünde sahafların, antikacıların, 1930ların Şangay ruhunun yaşamaya devam ettiği Duolun Sokağı’na sapıp, eskicileri gezdikten sonra Old Film Cafe’de bir şeyler içip soluklanabilirsiniz. Duolun Sokağı’nın hemen çıkışındaki Doğubank işhanı benzeri mekanda diğer yerlerden daha ucuza bilgisayar ve ekipmanlarını bulabilir, az ilerideki Japon Noodle restoranları zinciri Ajisen Ramen’ın Kuzey Sichuan Caddesi’ne özel eski bina içinde kurulmuş şubesinde karnınızı doyurabilirsiniz.

Aslında yürüyerek yapılan keşif dışında bir güzel yöntem daha vardır bu destinasyonun keşfine dair. Caddenin başlangıcının kesiştiği cadde olan Haining Caddesi üzerinden yahut Kuzey Sichuan Caddesi’nin hemen başladığı yerdeki duraktan 854 numaralı otobüse binmek. Şangay’da klimalı bir otobüste yapılmış tek yön seyahat 2 yuan yani 30 cent civarı bir paraya tekabül eder ve de yaşattığı deneyim paha biçilmezdir. Durduğu her durakta, Şangay diyalektiyle otobüsün durduğu durakları bağıran muavin abla eşliğinde Kuzey Sichuan Caddesi’ni baştan başa geçer 854 numaralı otobüs ve Hongkou Futbol Stadyumu önünden geçerek Fudan Üniversitesi'ne uzanır.


Otobüs Fudan Üniversitesi’nde durmuşken buraya değinmeden de olmaz doğallıkla. Bir üniversite kampüsünün verebileceği her şeyi verir bu Şangay’ın en köklü üniversitesinin kampüsü. Şangay’ın havası kirlidir fakat bu kampus yemyeşildir, sessizdir ve sakindir. Pek araba bulunmaz burada. Çinli öğrencilerin arabayla okula gelme alışkanlığı yoktur çünkü; bisiklet kullanırlar. Sabah erken gelirseniz belki bu yeşilliğin içinde tai chi egzersizleri yapan birkaç yaşlı Çinliye de denk gelebilirsiniz. Hava güzelse Günün her saati, eski kampus binalarının içinde yükselen koca bina Guanghua Towers’ın önünde bulunan yayla gibi yeşil çimlere uzanabilir, güzel havanın keyfini sürebilirsiniz. Kampüsün arka cephesindeki caddenin üzerindeki öğrenci restoranlarında bir hayli ucuza karnınızı doyurup, Fudan öğrencilerinin uğrak mekanı olan ve Çin ruhu katılmış leziz İtalyan usulü pizzalar sunan Ciao Cafe’de, şayet artık değilseniz, öğrencilik yıllarınızın özlemini giderirsiniz. Çıkışta Ciao Cafe’nin hemen bitişiğindeki CD DVD dükkanına da uğrayıp, bilimum pop rock albümlerinin, filmlerin ucuz fakat kalitesi iş görür Çin baskılarından da edinmek istersiniz belki: Üzerinde Çince yazılar olan double bir Pink Floyd – The Wall albümü hangi gezginin ilgisini çekmez ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder